21 Ağustos 2013 Çarşamba

Akyaka' dan Kaş' a uzanan güzel anlar.. 5. Gün

15.08.2013 perşembe günü kahvaltımızı Kıdrak Camping' in sıcak ortamında yaptıktan sonra, Saklıkent' e hareket ettik. Yol üzerinde bulunan Tlos Antik Kenti ve Yakapark' a uğramadan geçmek olmazdı. Bu seneki tatili daha çok deniz daha az tarih üzerine kurduğum için Tlos Antik Kenti' nde çok vakit geçirmedik, zira istesekte ağustos ayı böyle mekanları gezmek için çok uygun değil bence, çok bunaltıcı bir hava vardı.
Tlos Antik Kenti

 Tlos' tan 2 km daha içeri giderek Yakapark' a vardık. Yol ayrımında iki farkı Yakapark' tan bahseden iki tabela vardı. Biz sağ tarafı gösteren ve orjinal yazana yöneldik :) o sıcakta gerçekten çok iyi oldu. Oldukça serin, yapay da olsa küçük küçük şelalelerden oluşan sevimli bir işletme. Suyun üzerine kurulmuş, şark sofralarından birine oturup alabalık ve gözleme yedik. Alabalık fena değildi ama gözleme çok tatsızdı. Buradan iyiki gelmişiz diyerek ayrıldık.
Yakapark

Yakapark

 Ve günün benim için en önemli aktivitesi olan Saklıkent Kanyon' a hareket ettik. Arkadaşlarımın tecrübelerini yabana atmayarak girişte kendime deniz ayakkabısı aldım. İyikide almışım, sandaletle olacak gibi değil, kaygan taşlar var. Saklıkent' e giriş 5.5 tl, öğrenci 2.75 tl. Müzekart burada geçmiyor. Başlangıçta bir asma köprü üzerinden aşağıda akan suyun güzelliğini izleyerek ilerledik. Asma köprüden sonra suyun fokur fokur kaynadığı ve insanların çoğunlukla daha ileriye gitmediği alana geldik. Burada küçük bir kafe var, dönüşte bu kafede çay- tost yaptık, çok da güzel oldu :) burada hiç beklemeden direk yola koyulduk. Deli gibi akan suya kapılmadan geçebilmemiz için gidiş-dönüş yönünde iki ayrı halat bağlanmış, buna tutunarak ilerledik. Su o kadar soğuktu ki zaman zaman tek ayağımı sudan çıkararak ısıtma gereği hissettim. Buraya gelen birçok insanın da söylediği gibi bu buz gibi suyun içinde yürürken gerçekten yaşadığını hissediyorsun. Çok kalabalık olduğu için buradan geçiş uzun sürdü, daha sakin bir zamanda rahatlıkla geçilebilir. Burayı geçtikten sonra su sıcaklığı arttı ve su seviyesi azaldı. Uzunca bir süre sığ bir suda bu muhteşem kanyonu izleyerek yürüdük. Zaman zaman suyun belimize geldiği yerlerden geçtik. Kanyon beklediğimden çok daha güzeldi, ancak bu kadar kalabalık olması bu güzelliğin tadını çıkarmayı malesef engelliyor. Bir süre yürüdükten sonra en az iki kişinin yardımı olmadan geçemeyeceğimiz bir yere geldik ve burdan geri dönmeye karar verdik. Burayı geçip geri dönmekte olanlarda gereksiz olduğunu söyleyince çokta aklımız kalmadı. Yol boyunca gördüğümüz manzara muhteşem, kesinlikle buraya gidilmei ve kesinlikle bu manzara görülmeli. Geri döndükten sonra Kanyon Restoran' da köfte yedik. Burası sadece altından geçen soğuk suyun güzelliği için gidilebilecek bir yer, yemekler ve hizmet felaket.
Saklıkent Kanyonu

Saklıkent Kanyonu

 Saklıkent' ten sonra Patara' ya hareket ettik. Patara' da güzel bir çadır kampı olmadı için beldenn girişindeki Akay Pansiyon' da konakladık. Burası temiz ve sıcak bir yerdi, akşam yemeğinde pansiyonda ev yapımı güveç yedik, oldukça başarılıydı. Günün yorgunluğu ve yatak bulmuşken keyfini çıkarmak için erkenden odaya çıktık. Akay Pansiyon 2 kişilik oda fiyatı: 75 tl.

Akay Pansiyon' da Akşam Yemeği

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...