22 Ağustos 2013 Perşembe

28 mayıs-1 haziran 2011 İtalya Gezisi- 1. Gün

Blu-express havayollarından çok uygun fiyata almış olduğumuz 27 Mayıs 2011 tarihli uçağımızla Roma' ya gittik. Hostelworld.com yardımıyla bulmuş olduğumuz hostelimiz Yellow Hostel' e yerleştik. Yellow Hostel Hostelworld.com' da oldukça yüksek bir puan aldığı için burayı tercih ettik. Ödediğimiz ücreti şu an tam olarak hatırlamıyorum ama ne ucuz ne de pahalıydı. Hostele kaydımızı yaptırdıktan sonra odaya eşyalarımızı bıraktık, ve hostelin verdiği "welcome beer" larımızı italya sokaklarında yudumlamaya başladık. Saat geç olduğu ve yarın sabah erkenden uyanıp şehri keşfetmek istediğimiz için odaya çıkıp uykuya daldık.

1. Gün ilk durağımız Kolezyum (Colesseo) oldu. Kolezyum' un mükemmelliği bu kadar uzun geçmişine rağmen hala ayakta olması bence. Kolezyum' a girdiğimizde beklediğimizden daha küçük bir yapıyla karşılaştık. Buna rağmen bence kesinlikle Roma' ya gidipte Kolezyum' un içine girmeden dönmeyin.

Bu arada Kolezyum çevresinde gladyatör ya da Roma askeri kıyafetleri giyinmiş birçok İtalyan' a rastlıyorsunuz. Biz ne olduğunu anlamadan kendimizi fotoğraf çektirirken bulduk, ve tabi ki babalarının hayrına değil, ufak bir ücret karşılığında.

Kolezyum' a Roma Pass Card almış olduğumuz için ücretsiz giriyoruz. (http://www.romapass.it/p.aspx?l=en&tid=2) Roma' da en azından 3-4 geçirmeyi planlıyorsanız ve daha çok şehrin tarihi yapısını merak ediyorsanız, hem ulaşımda hem de müze girişlerinde indirim sağlayan Roma Pass Card edinmelisiniz. Roma Pass Card sayesinde birçok yerde bilet kuyruğu derdi çekmenize de gerek yok.


Kolezyum


Kolezyum
Kolezyum'dan sonraki durağımız Roma Forumu oluyor. Roma Forumu (Forum Magnum) antik Roma'nın geliştiği merkez bölgeymiş. İçeride birçok bazilika ve tapınak görüyoruz. Ve bu yapıların da bu kadar iyi korunmasına şaşırıyor ve seviniyoruz. Forum' a da Roma Pass Card almış olduğumuz için ücretsiz giriyoruz.

Roma Forumu
Forumdan çıktıktan sonra Roma' da dolaşırken listemizde olmayan muhteşem, görkemli bir yapıyla karşılaşıyoruz. Biraz yaklaşınca bu binanın "Vittorio Emanuele II Abidesi" olduğunu öğreniyoruz. Abide saf beyaz mermerden yapılmış. Görkemli merdivenlere ve heykellere sahip.

Vittorio Emanuele II Abidesi
Buradan sonraki durağımız Pantheon oluyor. Pantheon Antik Roma' nın tüm tanrıları için inşa edilmiş bir tapınakmış. Tüm antik Roma yapıları içinde en iyi bu yapının korunmuş olduğunu görüyoruz.

Pantheon
Roma' da her yer bir meydana çıkıyor. Meydanlara "Piazza" diyorlar. Aşağıdaki resimlerde "Piazza Navona" da bulunan hepsi birbirinden güzel çeşmeler.

Piazza Navona

Piazza Navona

Piazza Navona
Yürümeye devam ediyoruz. Tiber (Tevere) nehrinden geçerek Fontana Di Trevi (Trevi Çeşmesi)' ye gidiyoruz. Söylentiye göre sadece Türkler buraya Aşk Çeşmesi diyormuş. Başka bir söylentiye göre de bu çeşmeye bozuk para atanlar muhakkak bir daha Roma' ya geliyormuş. 2 sene oldu ama ben hala gitmedim :)

Fontana Di Trevi
Gezimize "Piazza Di Spagna" (İspanyol Merdiveni) ya yürüyerek devam ediyoruz. Bu meydanın eski yazarların ve sanatçıların buluşma meydanı olduğunu öğreniyoruz. İspanyol Merdivenleri' nin hemen karşısında Roma' nın İstiklal Caddesi var. Sağlı sollu dünyanın en ünlü ve en pahalı dükkanlarının sıralandığı bir cadde. Aslında çok da esprisi olmayan ama yıllardın dolup taşan bir yer burası.

Piazza Di Spagna
Akşam yemeğimizi yeyip, gün boyunca görmüş olduğumuz bu güzelliklerin bir de akşam nasıl göründüklerini merak ediyoruz, ve düşüyoruz yollara.

Görünüşte çok fazla yer gezmiş gibi görünsek de, bu yerler birbirine o kadar yakın ki hepsi 1 günde çok rahat gezilebilir.

Fontana Di Trevi

Vittorio Emanuele II Abidesi

Kolezyum

21 Ağustos 2013 Çarşamba

Akyaka' dan Kaş' a uzanan güzel anlar.. 7. Ve son gün

Kaş limandan Limanağzı' na gidiş-dönüş 12.5 liraya tekneler kalkıyor. Bugünkü plan limanağzı' na gidip pineklemek. Sabah erkenden limanağzı' na gittik. Çoğunlukla herkes Bilal' in Yeri' ne gittiği için biz de burayı tercih ettik. Burada tatil boyunca gördüğümüz en güzel deniz bizi bekliyordu. Burayla son gün karşılaşmış olmamız çok üzücüydü, ama Kaş' a bir daha gelip 1 hafta boyunca burada pineklemeye karar verdik. Olağanüstü güzel bir denizi, nezih ir ortamı olan bir plaj. Kalabalık az değildi ama can sıkıcı hiçbirşey yaşanmadı. Burada hayatımda ilk kez kano yaptım :) Öğleden sonra 4' te istanbul' a yola çıkmamız gerektiği için malesef buradan ayrıldık. Ve kesinlikle aklımız bu güzellikte kaldı.

Limanağzı

Limanağzı

Akyaka' dan Kaş' a uzanan güzel anlar.. 6. Gün

16 ağustos cuma günü kahaltıyı Akay Pansiyon ' da yaptıktan sonra Patara plajına gittik. Patara' nın denizi çok dalgalı olduğu için çok fazla suda duramadık, Daha çok güneşlendik. Burada şezlonglara ayrı, şemsiyeye ayrı ücret veriyorsun. 2 şezlong + 1 şemsiye için 15 lira verdik. Patara' nın denizini çok sevmedik. Çok vakit kaybetmeden yola çıktık.
Patara Plajı

 Yolda acıktık ve Kalkan' da Pasaport Pizza' da öğle yemeğimizi yedik. Pizza ve patates kızartması çok lezzetliydi, tavsiye ederim.
Pasaport Pizza

Kaş' a giderken yolda Kaputaş Plajı' nı gördük, suyun rengi bizi büyüledi ve Kaş' a gidip yerleştikten sonra buraya dönüp deize girmeye karar verdik. Kaş' ın girişinde Marina' nın arkasındaki Can Mocamp' a çadır kurduk. Kamp çok güzel, ama şimdiye kadarki en sıcak yerdi. Kampın en kötü tarafı sadece 1 tane duş olmasıydı, buna rağmen oldukça temizdi.
Can Mocamp'ta çadırımız

 Kaputaş plajına gittik. Buranın denizi gerçekten bir harika. Kaputaş plajı henüz yapılaşmamış, sadece ahşap bir kafe var. Umarım hep böyle kalır. Buranın denizinden çok zevk aldık. Deniz sonrasında gölgede 1 saat kadar uyuyakalmışız. Uyandıktan sonra kampa döndük.
Kaputaş Plajı

 Duşumuzu aldıktan sonra Kaş merkeze gidip yemek yiyecek yer aradık. Genelde yemek için pahalı bir yer Kaş. Antep Sofrası adında bir restorana oturduk. Yemekler çok geçmiş olsa da oldukça lezzetliydi. Bir süre Kaş' ın güzel sokaklarında dolaştıktan sonra kampa geri döndük. Kaş sıkılmadan uzun süre tatil yapılabilecek bir yer. Huzurlu bir ortamı var. Sokaklar ölüdeniz' deki gibi çok kalabalık değil. Tatil boyunca en uykusuz kaldığımız gece bu geceydi. Çadırın içinde nefes almak mümkün değildi, zorla da olsa sabahı ettik ve erkenden kendimizi dışarı attık. Kahvaltımızı kampta yaptık. Kahvaltı + çadır için 70 lira verdik.

Akyaka' dan Kaş' a uzanan güzel anlar.. 5. Gün

15.08.2013 perşembe günü kahvaltımızı Kıdrak Camping' in sıcak ortamında yaptıktan sonra, Saklıkent' e hareket ettik. Yol üzerinde bulunan Tlos Antik Kenti ve Yakapark' a uğramadan geçmek olmazdı. Bu seneki tatili daha çok deniz daha az tarih üzerine kurduğum için Tlos Antik Kenti' nde çok vakit geçirmedik, zira istesekte ağustos ayı böyle mekanları gezmek için çok uygun değil bence, çok bunaltıcı bir hava vardı.
Tlos Antik Kenti

 Tlos' tan 2 km daha içeri giderek Yakapark' a vardık. Yol ayrımında iki farkı Yakapark' tan bahseden iki tabela vardı. Biz sağ tarafı gösteren ve orjinal yazana yöneldik :) o sıcakta gerçekten çok iyi oldu. Oldukça serin, yapay da olsa küçük küçük şelalelerden oluşan sevimli bir işletme. Suyun üzerine kurulmuş, şark sofralarından birine oturup alabalık ve gözleme yedik. Alabalık fena değildi ama gözleme çok tatsızdı. Buradan iyiki gelmişiz diyerek ayrıldık.
Yakapark

Yakapark

 Ve günün benim için en önemli aktivitesi olan Saklıkent Kanyon' a hareket ettik. Arkadaşlarımın tecrübelerini yabana atmayarak girişte kendime deniz ayakkabısı aldım. İyikide almışım, sandaletle olacak gibi değil, kaygan taşlar var. Saklıkent' e giriş 5.5 tl, öğrenci 2.75 tl. Müzekart burada geçmiyor. Başlangıçta bir asma köprü üzerinden aşağıda akan suyun güzelliğini izleyerek ilerledik. Asma köprüden sonra suyun fokur fokur kaynadığı ve insanların çoğunlukla daha ileriye gitmediği alana geldik. Burada küçük bir kafe var, dönüşte bu kafede çay- tost yaptık, çok da güzel oldu :) burada hiç beklemeden direk yola koyulduk. Deli gibi akan suya kapılmadan geçebilmemiz için gidiş-dönüş yönünde iki ayrı halat bağlanmış, buna tutunarak ilerledik. Su o kadar soğuktu ki zaman zaman tek ayağımı sudan çıkararak ısıtma gereği hissettim. Buraya gelen birçok insanın da söylediği gibi bu buz gibi suyun içinde yürürken gerçekten yaşadığını hissediyorsun. Çok kalabalık olduğu için buradan geçiş uzun sürdü, daha sakin bir zamanda rahatlıkla geçilebilir. Burayı geçtikten sonra su sıcaklığı arttı ve su seviyesi azaldı. Uzunca bir süre sığ bir suda bu muhteşem kanyonu izleyerek yürüdük. Zaman zaman suyun belimize geldiği yerlerden geçtik. Kanyon beklediğimden çok daha güzeldi, ancak bu kadar kalabalık olması bu güzelliğin tadını çıkarmayı malesef engelliyor. Bir süre yürüdükten sonra en az iki kişinin yardımı olmadan geçemeyeceğimiz bir yere geldik ve burdan geri dönmeye karar verdik. Burayı geçip geri dönmekte olanlarda gereksiz olduğunu söyleyince çokta aklımız kalmadı. Yol boyunca gördüğümüz manzara muhteşem, kesinlikle buraya gidilmei ve kesinlikle bu manzara görülmeli. Geri döndükten sonra Kanyon Restoran' da köfte yedik. Burası sadece altından geçen soğuk suyun güzelliği için gidilebilecek bir yer, yemekler ve hizmet felaket.
Saklıkent Kanyonu

Saklıkent Kanyonu

 Saklıkent' ten sonra Patara' ya hareket ettik. Patara' da güzel bir çadır kampı olmadı için beldenn girişindeki Akay Pansiyon' da konakladık. Burası temiz ve sıcak bir yerdi, akşam yemeğinde pansiyonda ev yapımı güveç yedik, oldukça başarılıydı. Günün yorgunluğu ve yatak bulmuşken keyfini çıkarmak için erkenden odaya çıktık. Akay Pansiyon 2 kişilik oda fiyatı: 75 tl.

Akay Pansiyon' da Akşam Yemeği

Akyaka' dan Kaş' a uzanan güzel anlar.. 4. Gün

Dalyan Camping' e çadır için 40, kahvaltı için 10' ar lira verdik. Kahvaltımızı yaptıktan sonra Fethiye' ye hareket ettik. Kayaköy' e geldik, kayaköy sanat kampı burada yapılıyor. Kayaköy Türk- Yunan mübadelesi sırasında boşaltılmış 3500 haneli bir köy ve şu anda yapıların ahşap kısımları yok olmuş, sadece taştan oluşan bir harabe durumunda. Buradaki evlerin özelliği birbirinin manzarasını kapatmamasıymış. Köyde boşaltılmış evlere hiç dokunulmamış, sadece köyün eteklerine evler kurulmuş. Kayaköy' de dolaşırken insanın içi cız ediyor, buradaki yaşanmışlıkların ve şu anki hali yürek burkuyor malesef. Tam bir ghost town.
Kayaköy- Ghost Town

 Kayaköy' den sonra geceyi geçirmeyi planladığımız Faralya Köyü' ne hareket ettik. Bu köy Kelebekler Vadi' sinin üzerine kurulu. Georgehouse adında bir kamp alanı var ve Vadi manzaralı. İnanılmaz güzel bir yer, ama güneş henüz batmadığı ve çadır için gölge bir yer bulamadığımız için burda kalmaktan vazgeçtik.
Faralya Köyü' nden Kelebekler Vadisi

Aşağıya inip Kumburnu Plajı' nda denize girdik. Kumburnu Plajı şu ana kadar denize girdiğimiz yerler arasında tartışmasız en güzeli. Denizin içi küçük taşlarla kaplı ve su çok berrak, deniz hemen yükseliyor. Herşey çok güzeldi ta ki tur teknelerini boşaltana kadar. Burası aynı zamanda Babadağ' dan atlayan paraşütlerin iniş noktası.
Kumburnu Plajı

 Kumburnu plajından çıkıp kalacak kamp aramaya başladık. Plaja yakın, Faralya Köyü yolunda Kıdrak Camping adında bir yere girdik. 4 çadır, 4 ev ve 4 bungalowdan oluşan (sahibi Erdoğan Bey' in tabiriyle) 4-4' lük bir kamp alanı. Akşam yemeğimizi de burda yedik. Erdoğan Bey' in eşi 2 çocuğa rağmen harika yemekler yapmıştı. Yemekten sonra Ölüdeniz' e gittik. Ölüdeniz sanki yabancı bir kasaba, kendimizi turist gibi hissettik. Bütün dükkanların isimleri ingilizce, bütün menüler ingilizce, ingilizce bilmeyen burada aç kalır :) içecek irşeyler alıp, sahilde içtik ve kampımıza geri döndük. Burada da sinkov' a rağmen sinek saldırıları eşliğinde uykuya daldık.

Kıdrak Camping

Akyaka' dan Kaş' a uzanan güzel anlar.. 3. Gün

Kral Mezarları

13.08.2013 Salı günü sabah kahvaltımızı Akyaka' da yaptık. Akyaka' da 10 liraya çok güzel köy kahvaltısı veren yerler var. Daha sonra Dalyan' a hareket ettik. Sarıgerme' ye vardığımızda öğle saatleriydi. Sarıgerme kasabası deniz kenarında değil, merkezden deniz kenarına doğru biraz ilerleyince kocaman bir sahili ve bu sahilde bir işletme mevcut. Sahili ve denizi incecik kumlardan oluşuyor. Sarıgerme denizi kıyıdan çok uzaklaşsanda hemen yükselmiyor, sığ deniz sevenler için ideal. Deniz suyu soğuk değil, ılık denebilir ve deniz hafif dalgalı. Sahildeki işletme oldukça temiz, ancak çok kalabalık olduğu için 2 gözleme yiyebilmek için 1 saate yakın bekledik. Patatesli gözleme başarılı ama ıspanaklıyı tavsiye etmem. Sarıgerme' den çıktıktan sonra akşam saat 6' da iztuzu plajına geldik. İztuzu plajı carretta carretta' ların yumurta bıraktığı nadir plajlardanmış. Buranın da denizi ve kumu neredeyse Sarıgerme ile aynı. Buradaki işletme Sarıgerme' dekine kıyasla oldukça küçük, çok fazla yemek seçeneği yok. Burda da yarım saat deniz keyfi yaptıktan sonra Dalyan' a yola çıktık.
Sarıgerme Plajı

 Dalyan' da netten bulduğumuz Dalyan Camping' i bulup yerleştik. İçeri girer girmez ikimizde aynı anda acaba burada 1 geceden fazla mı kalsak diye düşünmüşüz. Küçük ve çok sevimli bir kamp alanı Dalyan Camping. 10-15 çadırlık yer var, çadırların etrafı da bungalowlarla sarılı. İşletme sakinleri sıcakkanlı.
Dalyan Camping

 Ve en güzeli de kampın kafesi Kral Mezarları manzaralı. Hemen çadırımızı kurduk ve sıcacık duşumuzu aldık. Kamp alanı küçük olduğundan olsa gerek banyo tuvalet çok temiz. Akşam yemeği için Dalyan' ın içinde dolaşmaya başladık. Dolaştıkça Dalyan' ı daha çok sevmeye başladık. Barlar sokağı gibi bir sokak var, buradaki restoranlar çok pahalı ve yabancı turistler tarafından işgal edilmiş durumda. Biraz daha ilerleyince yemek için daha uygun restoranlar bulmak mümkün. Saat 9:30 olmasına rağmen bütün restoranlar çok kalabalık, oturduğumuz ilk yerde yemeğin en iyi ihtimalle 40 dk sonra geleceğii söyledikleri için kalktık mesela. Yemeğimizi yedikten sonra Dalyan' ı dolaşarak kampımıza geri döndük. Kral Mezarları manzarası eşliğinde kampın kafesinde birşeyler içtik. Çok yorgun olduğumuz için yattığımızda hemen uykuya dalacağımızı düşünüyorduk ama öyle olmadı. Dalyan hakkında bilmediğimiz çok önemli birşeyi öğrenmiş bulunduk: sinekler. Yatar yatmaz saldırıya uğradık. Uyumak mümkün değil. 40 dk kadar çabaladıktan sonra onlar vazgeçmedi, biz pes ettik. Gece saat 1:30' da sinek ilacı bulmak için dışarı çıktık. Vücudumuza "sinkov" isimli bu ilacı sıktıktan sonra, saldırı hafifledi ve uykuya dalabilildik. Sinek saldırılarına bir çözüm bulunduğu taktirde (sinkov hiçte fena bir çözüm değil); Dalyan, Dalyan Camping 3-4 gün tatil yapılabilecek bir yer olarak hafızamızda yer ediyor.

Kampın kafesinden Kral Mezarları




20 Ağustos 2013 Salı

Akyaka' dan Kaş' a uzanan güzel anlar.. 2. Gün

12 Ağustos 2013 pazartesi günü tatilin ilk günü diyebiliriz aslında :) Selçuk' ta kahvaltı yaptıktan sonra asıl amacımız olan Akyaka' ya yola çıktık.
Dereli Camping'ten denize bakış

Akyaka' da daha önce deneyimlemiş olduğumuz Ayşe Ana' nın Yeri' nde öğle yemeğimizi yedik. Burası ev yemeği arayanlar için hem çeşitli ve lezzetli hem de oldukça uygun bir seçenek. Öğle yemeğinden sonra Çamlı köyüne gittik ve buradan yarım saatte bir kalkan Sedir Adası teknelerine bindik. Tekneyle yol yaklaşık yarım saat sürdü ve gidiş-dönüş ücreti 15 lira idi. Adaya giriş ücreti 10 lira, ama müzekartınız varsa ücretsiz girebiliyorsunuz. Müzekartlarımızın süresi dolduğu için paşa paşa ücreti ödedik :) Sedir adasına vardığımızda saat 3' tü ve plaj çok kalabalıktı. Plajtan oldukça uzakta iki şezlong bulup yerleştik ve hemen kendimizi suya attık. Sabah erken saatlerde gitmek çok daha mantıklı olacakmış, zira deniz çok kalabalıktı ve su bulanıktı. Ama kumlar bir harika, kumlu deniz sevenler için mükemmel bir yer diyebilirim. Denizde 1 saate yakın vakit geçirdikten sonra adadaki antik yapıları dolaştık. Akşam en son saat 7' de dönüş teknesi var. Biz 6' da döndük. Bu arada adada küçük bir kafe var, ihtiyaçlarınızı buradan karşılayabilirsiniz, fiyatlar çok abartı değil, ama böyle medeniyetten uzakta bir adada çok ucuz beklemeyin :)
Sedir Adası
Sedir Adası Antik Tiyatro

Sedir Adası

Çamlı' ya geçtikten sonra Akyaka' ya geri döndük. Kampa gitmeden önce Ayşe Ananın Yeri' nde karnımızı doyurduk. Kamp Gökova Orman Parkı' nın içinde kurulu. Çok geniş bir alana sahip ve neredeyse heryer dolu. Biraz dolaştıktan sonra uygun bir yer bulup çadırımızı kurduk. Etraftaki insanlar çok sıcak ve ilgili, bir gece kaldık ama bir gecede bile komşular edindik :) çadırı kurduktan sonra bütün gün hayaliyle yaşadığım duş için hazırlandım. Duşlar bölge bölge ayrılmış, her bölgede 4 adet duş var, 2' si kapalı 2' si açık. Kampa karanlık olduğunda geldiğimiz için sıcak duş şansını kaçırdık, su güneş enerjisiyle ısınıyor. Donarak da olsa duş almayı başardım, ama açıkçası sadece duş yüzünden bile olsa bu kamp benim için bir daha gelinebilecek yerler listesine giremedi. Duştan sonra Akyaka' ya indik ve biraz dolaştık. Akyaka genel olarak sıcak insanlardan oluşan bir yer. Gökova Çadır kampına bir daha yolum düşürse yanımda götürmem gerekenler; kesinlikle aydınlatma, sinekler için ilaç ve gece durmak bilmeyen kedi-köpek sesleri için kulak tıkacı :)







19 Ağustos 2013 Pazartesi

Akyaka' dan Kaş' a kadar uzanan güzel anlar.. 1.gün

Uzun zamandır yapmak istediğim şeye nihayet vakit ayırabiliyorum, gezi notlarımı sizlerle paylaşarak az da olsa fikir vermek isterim. Umarım faydalı olur..

Akyaka' dan başlayıp Kaş' ta son bulan tatilimin ilk günü: 11 Ağustos 2013 pazar günü Pendik-Yalova vapurunun 9:30 seferiyle Yalova' ya geçtik. YASA' ya kadar durmadan yola devam ettik, aç olmadığımız halde YASA' da tost-ayran yapmadan yola devam etmek içimize sinmedi :)

İzmir' de arkadaşımızın düğününe uğrayıp, akşam 8:30' da ilk durağımız olan Akyaka' ya doğru yola çıktık. (not: izmir' deki düğün Fuar Alanı' ndaydı, düğünü beklerken birşeyler içelim dedik. Göl Cafe' de içtiğimiz 2 bira ve 1 soda için 30 lira ödedik :o ) İzmir' den yola çıktıktan sonra ikimizde çok yorgun olduğumuz için Selçuk tabelasını görünce buradaki çadır kampını hatırladık ve geceyi burada geçirmeye karar verdik.

Kamp alanı Pamucak mevkiinde, Dereli Camping. 2 sene önce burada 2 gece kalmıştık. Düzenli ve temiz bir kamp alanı. Yalnız geç saatlerde suya veya herhangi yiyecek birşeye ihtiyaç duyarsanız, kamp alanındaki bakkal kapanmış oluyor ve yakında pek birşey yok, hazırlıklı gitmekte fayda var. İlk gün burada uykuya dalmamızla sona eriyor :)

Dereli Camping ücreti: Kişibaşı 20 TL

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...