Dan Brown' dan sürekleyici, aksiyon dolu ve tabiki sanatsal bir kitap daha..
"Diz çök kutsal bilgeliğin yaldızlı mouseion' da ve kulağını yere daya, dinle suyun şırıltısını.
Batık sarayın derinliklerine in, orada, karanlığın içinde bekler khthonik canavar kan kırmızısı sularına gömülmüştür lagünün ki yansıtmaz yıldızları..."
Diğer Dan Brown kitaplarının çoğunda oldu gibi baş karakter çekici Robert Langdon. Ve tabiki Lamgdon' ı etkileyecek güzeller güzeli bir partner.
Kitap Langdon' ın, salgın bir hastalığı yaymak istediği düşünülen Genetik Mühendisi ve tanınmış bir transhümanist olan Bertrand Zobrist' in işaretlerini takip edip buna son vermeye çalışmasını sürükleyici bir dille anlatıyor. Bu yolda Sienna Brooks' ta (güzeller güzeli, sarışın doktor) Langdon' ın yanında.
Kitap uzunca bir süre Floransa ve Venedik' te geçiyor. Daha önce Floransa ve Venedik' te bulunduğum için ilk kez bu kadar kitabın içine girebildim, tam anlamıyla ordaymış gibi hissettirdi tasvirler.
Türkiye' de kitabın tanıtımlarında Ayasofya ve Yerebatan Sarayı' nda geçtiği söyleniyor, ancak 84. Bölümden itibaren Türkiye anlatımları başlıyor ve buradaki tasvirler de oldukça etkileyici..
Henüz okumamış olanlar için daha fazla ayrıntı vermek istemiyorum ama diğer Dan Brown kitaplarını okuyup beğenmiş olanların mutlaka okuması gereken bir kitap diye düşünüyorum.
6 yorum:
Ben çok beğenerek okudum:) Oldukça sürükleyiciydi.
Kitaba başladığımda soluksuz ortasına kadar geldim, sonra bir türlü elime alamadım, konu koptu gitti
soğudum resmen 1-2 sayfa okuyup bırakıyorum her seferinde
baştan mı başlasam ne yapsam tekrar adapte olamadım sanki
Dan Brown kitapları genelde aynı tarz olduğu için peşpeşe okuyamıyorum, araya başka kitaplar koyarak okuyorum, sen araya zaman koyunca aynı şey olmuş galiba.. ama sonunu eminim tahmin ediyorsundur :)
bu kadar reklamdan sonra, sonunu tahmin etmem süpriz olamazdı :)
bitti mi :) gözün aydın :)
Benimde okumak istediğim bir kitap arkadaşlarım çok anlatılar en kısa zamanda okuyacağım.
Yorum Gönder